14 Kasım 2011 Pazartesi

Koyun Güdüsü...

Şu sıralar fazlasıyla dökülüyorsunuz,sarılıyorsunuz kelimelere.Ama yapabildiğiniz en masumane ve bazen de en şeytani yol bu.Bazen silah,bazen ziyadesiyle kalkan..
Kalbiniz şu sıralar sanırım fazla ritmsiz ,düzensiz atıyor.Sadece beynin bir  aldatmacası evet biliyoruz,hayatınız boyunca kimi aradıysanız beyninizde uyuşan yerler oturduğunda bir ışık parlıyor,kimi evreka diyor kimi buldum,işte bu diyorsun.Bunu belki sık sık,belki bir defa ve belki nadir ama arada sırada söyleyebiliyorsunuz,ama söylediğinde "standart"dışına çıkmak için  kocaman bir neden oluşuyor işte.

Ama asıl soru şu : Bir şeylerin uyumsuz olduğunu daha olaya girişmeden önce fark ediyorsanız "onsuzluğu mu ?"tercih edersiniz yoksa "dolu dolu onu yaşamayı ?"Bile bile lades..Ama içinizde bir yerlerde "Belki güzel bir birliktelik "olabileceği ihtimali ..

Dolu dolu onu yaşamak için türlü taktikler de düşünürsünüz,mesela kaçırın onu başına çuval geçirip,kapatın bir yere ve aç-susuz bırakın ve ve ve size seçme şansı olmaksızın alışsın.Bu en çaresizlerimize gelsin.
Şimdi başka bir şey düşünelim.Sürekli çevresinde görünelim,ondan önce olmak istediği yerde olalım,sonuçta bir göz aşinalığı olsun ve sonuç yine alışmak.
Ve diğer bir taktik de gözsel temas dışında beyin hücrelerine hücum etme.Arayın sorun,farklı anlarda ona kendisini özel hissettirin.Beyni sizinle dolsun ve size alışsın.
Başka bir taktik,kapısına dayanın,felsefik havanızla "Bak arkadaş ben buyum şuyum,burada okudum bir annem bir babam var,tarzım bu..kitleyin yarım saat.!"Sonucunu da,"Öyle artist laflar etmeyi sevmem,ben senden fena halde hoşlanıyorum,söylemem lazımdı,kabul etmen benim için çok önemli çünkü sana aşığım ama etmezsen de zorlayamam sonuç en azından kesinleşirse ona göre bir yol yordam izlerim"dersiniz ve olaya materyalist bakıyorsa ve görüntünüz de hoşuna gittiyse ve az biraz da düşüncelerini söyleyebilecek kadar özgüvene sahip,aşağılık kompleksi yoksa muhtemelen "neden olmasın?"diyebilecektir yahutta yine aynı özelliklere sahip olup konuşmanızdan irite de olabilir.Sonuç birinci ihtimalse devamı yine alışkanlık alışkanlık...Diğeriyse yukarıdaki  diğer ihtimalleri zorlamaya devam,sonucu yine alışkanlık alışkanlık..

Bütün bunları yaparken karşı taraf alışma dönemine girmeden sizi yıldırıyorsa siz  de bu arada acı çekme alışkanlığı edindiniz demektir.


Bazen cesaret çok hassas bir hal alıyor.Karşı tarafın bunu nasıl algılayacağı çok mühim,hak ettiğiniz değerin farkındalığını her zaman yaratamayabilirsiniz.


Ama zaten birlikteliğin sonrasında büyük bir hata olacağını en başından beri düşünüyorsanız heyecan aramamak yerinde bir davranış olacaktır,onsuzluk da çok kolay,kendinize ya başka bir oyuncak bulursunuz ya da başka bir uğraş..(Tamam oyuncak ağır oldu,kimse bu kadar acımasız davranmak istemez ya da oyuncak yerine konmak!Ama kısmı da hak edenlere gelsin.)


Ya da eğer karşınızdaki insan düşünme yeteneğine sahipse,yansıttığınız ilk ışığı alır ve yerine zamanına göre adımlarını atmaya başlar..En güzeli bu olsa gerek,art niyetsiz biçimde olması şartıyla..Bir kaç defa ışık kesildiyse şoklamakta fayda var ama daha fazlası değil =)

Konuyu Sıla'nın Oluruna Bırak şarkısıyla kapatmak olası bir ihtimal ama gündemimde daha özel bir şarkı var,kendisinden reklamını yaptığım için ayrıca komisyon alacağım..

Not : Ayrıca farklı güzel fikirlerini  yorumlarıyla saygı çerçevesini aşmadan paylaşmak isteyen arkadaşlarımın görüşlerine açığım.Fikirleriniz gelecekte benim hayallerime,planlarıma dönüşebilir...Ve benim fikirlerim de sizin bir parçanız olabilir.Kimbilir..!

Bu gece de huzurlu bir uyku diliyorum..
Hedeflerinize  uyandığınızda bir adım daha yakın olmak dileğiyle...

İyi Geceler
Soner Kabadayı "İtiraz"..Klibiyle birlikte izlemeniz tavsiye edilir.

2 yorum: