13 Ağustos 2011 Cumartesi

Çıkarken Kapıyı Örtmeyi Unutma !!

Yenilmişlikleriniz vardır bazı dahil olduğunuz hayatlarda...Gardınızı almadan yediğiniz tekme,tokatlar...Nereden geldiğini asla tahmin edemediğiniz ya da gelmesine ihtimal vermediğiniz.Pembe ya da mavi dediğiniz yolculuklar,dinlendiğiniz yerlerin güvenliği olduğunu sandığınız hayatlardır onlar.İhtimal olduğu bilseniz  de kulak arkası yaptınız şimdiye dek.Bundan sonra mı?İhtimalleri umursamamaya devam ....
Yalnızca o anlar,sevgiler,güvenlik ve aidiyet duyguları,mutluluklar,hazlar ve paylaşımlar kalıyor düşündüğünüz..
Peki hataları siz mi yaratıyorsunuz?Bunun için "belki"diyebilirsiniz.Fakat hataların üzerini iyice açan,üşüten,grip yapan,hasta olması için uğraşan hayat paylaşımcılarına dikkat.Onlardan nasıl korunmanız gerektiğini hayat sizinle hiç paylaşmaz.Çok küçük işaretler gönderir ama çok küçüktür ve anlaması gerçekten güçtür..
Peki mutsuz sonlarda,çekip gidişlerde ve terk edişlerdeki rolünüz nedir?Kalan olmak mı,kabullenmek mi,sonuçları bile bile çırpınmak,direnmek midir?Aslında ne yaparsanız yapın sizin elinizde değildir.Eğer sonucun sağlıklı olmasını,baskıdan uzak kalmasını,iradi yöntemleri bir kenara atar,mutluluğunuz için gereken her şeyi yapmak zorundayım, derseniz de bu anlık olacaktır.Bir gün gerçekten istemediğiniz o sonla karşılaşmamız muhtemeldir.
Bunu söylerken 62 yaşında yalnız bir muhabbet kuşuyla yaşan bir müşterim geldi aklıma.Emeklilik için birikim planlarından bahsedemeyeceğimiz kadar uzak geliyordu ona,haklıydı tabi.Daha bir kaç ay olmuştu eşinden boşanalı.Hırçın bir kadın, tabirleriyle anlatırken bunca yaşanmışlığa duyulan saygıdan yoksun ve sade bir dil kullanılarak anlatılmasının insanı irite eden bir tarafı vardır.40 küsur yılı beraber paylaştığınız hayat arkadaşınızdan bu yaşta ayrılmak.Sevginizi bir anda odanın içinde uçan ve arada omzunuza konan muhabbet kuşunuzla paylaşmak..
Burada bile gerçekten sağlıksız başlangıçların bir gün mutlaka gerçek sonuca götüreceğine inananlardanım.
Peki bu halde bile mi yine kalmayı seçersiniz ya da gidene,dur demeyi?
               ............
Bırakın düşünsün,yaptığı hatayı anlasın.Üstünlüklerinizin farkına varsın.Bir ömrün nasıl geçirilebileceğini görmesini kendisine borç bilsin.Giderken yolun dönüşünde kaybolmayacak kadar yolu iyi ezberlesin..
Hiç gitmesin diyorsunuz içinizden,bunlara ne gerek var ki? Bunu siz düşünmeyin,yazılanları yaşamak sizin iradi göreviniz..
Dönmüyor ve anlamıyorsa eksiklikler,hissedilmemişlikler vardır.Neden siz fazla hissettiniz ya da çok sevdiniz diye bunu da düşünmeyin.Bunun için kendinizi suçlayacak değilsiniz.Bu kadar sevebilen bir kalbe sahip olduğunuz için pişmanlık değil gurur duygusunu yaşamalısınız.Kimsenin sizin kadar sevebileceğini,mutlu olabileceğini,hayattan zevk alabileceği ihtimalinin sizin kadar yoğun ve yüksek olmadığını düşünün.Düşünün ne kaybedersiniz?Bu duygu sizi daha da mutlu etmiyor mu? Severken bile başkasınız.Asla kimse sizin kadar mutlu olamaz.Bırakın o tereddütlerle,mutluluğu ötelemekle,kendine içinden çıkamayacağı bir dünya yaratmak için uğraşmakla debelensin...
Ve giderken "hoşçakal" bile demeden uzaklaşsın.
  Gelirken düğünlerle,şenliklerle hayatınıza dahil ettiğiniz kişinin sessizce kapıyı açıp gittiğini sadece evdeki cereyandan hissettiniz.Evet soğuk ya da sıcak bir rüzgar akımı kapıları gıcırdatıyor.Neresi açık diye baktınız ve dış kapının hafif aralık olduğunu gördünüz?Biraz düşündünüz ve kapıyı kapattınız,acaba işten geldiğinizde kapıyı sıkıca örtememiş miydiniz?
Emin olmak mı istiyorsunuz?Odaları kontrol ettiniz ve evdeki eksikliği fark ettiniz..Bu veda etmeden gidenin eksikliği..İster küçümseyerek bir rüzgar etkisi deyin,ister boşlukları karartıp daha da büyüten bir psikoz..Asla dönüp dönmeyeceğini bilemeyeceksiniz.Bir sonraki misafiriniz ya beklediğiniz kişi olacaktır ya da ömrünüze dahil etmeniz gereken şimdiki zaman hayatı...
Sanırım bu karma havalarda hasta olmamak için ya arada sırada kapınızı kontrol edin,ya sıkı giyinin ya da kapınıza alarm taktırın.Ama alarmın geçici etkisini konuştuk..Nihayetinde unutmamak lazım ki "Minareyi çalan kılıfını hazırlar"Gidecekse gider,çalacaksa çalar.Çırpınarak üretilen oluşumlar ;iyi bir beze,sütten oluşan yağ benzeri şeylerdir.Asla hayatlar değil..
Kucak dolusu aşklar....

1 yorum: